Bir kis günü uyandin..
Sabah saat alti bucuk da…
Banyoda ilk suyu yüzüne serptin…
Belinden asagi buz gibi bir firtina sürdü…
Kapidan ciktin,
sabahin ayazi yüzünü jilet gibi kesti…
Gözlerini ovarak seni uyandiran zil sesine,
yüzüne carpan rüzgara sinirlenerek belki de
söverek otobüs duragina dogru yürüyordun…
Karsi istikametden bir hatun yol almis geliyordu…
Gözler sürmeli…
Dudaklar boyali…
Her zaman oldugu gibi sirin narin ve cok güzel…
Sen daha uyku sersemliginden, üsüdügünden
ve öz sapsalligindan kendine sinirlenerek, neden böyle boktan bir saat de yola cikmak zorunda oldugunu,
simdi yatakda sicacik yorganin altinda yatmak var oldugunu düsünürken,
belki sana gülümsiye bilecek o sirin hatun; o sexy hatun; o güzel kadin yanindan gecmisti…
Yanindan gectigi ile kullandigi parfümünün kokusu geldi burnuna…
Sana bir aniyi canlandirdi o koku degilmi…hatirliyormusun…
Evet hatirliyorum…
Hic unutabilirmiyim ki…
Ne kadar güzel bir koku…
Bir arkadasin dogum gününde tanismisdik…
Yaliniz gelmisti oraya…
Göz göze geliyorduk devamli bizi birbirimize tanistirdiklari zamana kadar…
Uzun kaslari vardi kapkara…
Filizlenen agac gibi yesil kahverengi gözleri vardi…
Siyah örülmüs saci vardi…
O koku…hic unuturmuyum be…
Cok tatli gülümsemesi vardi…
Konusmasi sanki hic duyulmamis gibiydi…
Yanlis bir söz diyecegim diye on kere düsünmüstüm sectigim kelimeleri agzimdan cikarmadan önce…
Belli acik bir sört vardi üzerinde ve fizigine tat veren bir kumas pantalon…
Cok güzel bir belli vardi…
Telefon numaralarimizi degismisdik sonra bir kac kez bulusup gezmistik…
Bir aksam evine davet etmisti…
Aklimda bin türlü hayallerle düsüncelerle kapisini calmistim…
Selamlasti benimle iki öpücük ile yanagima verdigi…
Yine o koku vardi…
Dudaklari sanki ipek gibi yanaklarima degmisdi…
Kol kola oturup filim izliyorduk kafasini kaldirip bana bakmisdi…
Icimde tedirgin bir sekilde düsünüyordum öpsem mi diye kendisini…
Ben kendimi tamamlamadan dudaklarini his etmistim…
Elleri yanaklarimda…
Öpmeye doyamiyorduk ve daha büyük bir arzu icindeydik…
Kazagimi cikarmisti bogazimi öpüyordu…
O beni ve ben onu öperek soyunmustuk…
Koltukdan inip yere uzanmistik…
Yer soguktu fakat biz yaniyorduk…
Teni sicacikti sanki alevler icinde sevisiyorduk…
Azar azar terliyorduk ve ter taneleri mum isiginda mücevherler gibi parliyordu vucudumuzda…
Belinin üzerine yatmisti ve beni oksuyordu…
Bense dudaklarindan ayrilip bogazini öpüyordum ve dilimle geziniyordum…bagzen hafifden isiriyordum…bogazindan asagi gögüslerine dogru öpüyordum…gögüslerinin etrafini dudaklarimla dolaniyordum karnina dogru…
Agir aldigi nefesi dinliyordum ve bu beni daha cok isindiriyordu…
Kalbim cok degisik bir sekilde atiyordu…ne hizli ne yavas ne sakin ne heyecanli…
Kalca kemigine bakiyordum…ne kadar güzel bir kadindi…
Kalca kemiginden itibaren öperek yavas yavas inerek devam ediyordum öpmeye…
Kendisi hafifiden bacaklarini birbirinden ayirmisti…bir elli kafamda bir eli haliya tutunarak nefes ritimini degistirmisti…bir an hic nefes almamisti ben bacaklarinin arasinda kayip olunca…
Mhmmm…sanki daha kulagimda inlemesi…tadi…sessiz ve sexy…belini kaldirmasi…sacimi tutusu…
Bir kac bahar sonra beni hafifce elinle yukari cekerek yine dudaklarimizi birlestirmisti…ikimiz kendimizden cikmaya hazirdik…ellerimiz bacaklarimiz dudaklarimiz dillerimiz özgürlügümüz birbirine karismisdi…
Sevisiyorduk…
Yasiyorduk…
Mevsimleri yasiyorduk her hücremizle…
Kisi bahari yazi sonbahari…yagmuru günesi…
Durmak bilmemistik o gece…yorulup ara sira mola veriyorduk sadece öpüsük oksayip tenlerimizi…
Günes dogmusdu yani izliyorduk…hic konusmamistik saatler boyunca…
Merhaba demisti bana…merhaba demistim kendisine…
Bakma öyle öp beni mikrop demisti…
Gülümseyip öpmüstüm…
Uykun varmi demistim…yok hayir demisti…ya senin…diye sormustu…
Dus alalim birlikte demistim…
Ilk kez dusun altinda sevismistim…
Birbirimizi sabunlamistik…sakalasmistik gülmüstük dusun altinda…
O benden önce cikmisti…
Banyodan cikinca…birlikte kahvalti hazirlayip balkona oturmustuk…
Radyoda „La vien Rose“ caliyordu…
Birbirimize takilip sohbet edip ara sira bir öpücük verip günümüzü balkonda gecirmistik…
Ikimiz birbirimizin hayatinda sadece birer mihman oldugumuzu biliyorduk…
Yinede mihnetli degildik…
Özgürdük birlikte…
O kokuyu unuturmuyum…
HevaL
|
|
Pures Leben...
Ich bin deine Inspiration...
Dein Glücksprinzip...
Dein Wunder...
Dein Lieblingsgetränk...
Der Teufel in Dir...
Der Gedanke in deinen Gefühlen...
Die Sonne die um dich kreist und dir täglich Licht schenkt...
Dein 6.ter Sinn...
Dieses Eine übernätürliche das du empfindest...
Das Leben dass aus dir schreit...
Ich bin die Freiheit zu der du vergeblich versuchst zu gelangen...!!!
HevaLismus
|
 |
O gün bülbül
Yanık yüreğiyle
Seslendi kızıl güle...
Gül uyandı, döndü bülbüle:
-Senindir yüreğim,
Yolunu gözlerim...
Dedim güle:
-Nedendir bu figan?
Dedi:
-Bilmem nedendir,
Derbederim...
Kor düştü yüreğime,
Yanarım...
|
|